Yurtdışında Boşanların Türkiye'deki Hukuki Süreçleri: Tanıma, Tenfiz, Velayet ve Nafaka
- mustafa bek
- 25 May
- 3 dakikada okunur
Yurtdışında yaşayan Türk rejimi, evlilik birliğini yaşadıkları mahkemeler aracılığıyla sona erdirdiklerinde, çoğu zaman bu kararın Türkiye'de yaşayabildiğini sağlamakla ilgili ek bir hukuki sürecin habersizdir. Oysa yabancı mahkemelerin boşanma kararları, Türk hukuk bilgilerinin doğrudan hükmü ve sonuç doğurmaz. Türkiye'de bu kararların geçerli olması için tanınma veya tenfiz davası yoluyla Türk mahkemelerinde onaylanması gerekmektedir.
Almanya'da boşanmış bir Türk vatandaşının Türkiye'de yeniden evlenebilmesi, nüfus kayıtlarını güncelleyebilmesi ya da nafaka gibi cezanın tamamlanmasını sağlamak için bu sürecin tamamlanması zorunludur. Türk Medeni Kanunu ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun gerekir, doğum boşanmasının Türkiye'de geçerli olması için öncelikle tanınması ya da tenfiz kesintisinin alınması gerekir. Tanıma davası, yabancı mahkeme kararının yalnızca kişilerin Türkiye'de kabulünü sağlar. Kararın kişisel statüye (boşanma) ilişkin olması halinde tanınması yeterlidir. Ancak karar nafaka, velayet veya tazminat gibi icra edilebilir hükümler içeriyorsa, o zaman tenfiz davası da açılmalıdır. Tenfiz kararı, söz konusu hükmün Türkiye'de icra edilebilmesine olanak sağlar.
Tanıma ve tenfiz davaları, Türkiye'de Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde açılır. Yurt dışında yaşayan bireyler Türkiye'ye gelmeksizin bu ücretleri ve hakları talep ettikleri bir avukat aracılığıyla yürütebilirler. Bu noktada Almanya'da düzenlenen ve apostil şerhi içeren noterin bir vekâletname olması yeterlidir. Davanın açılabilmesi için yabancı mahkemenin kesinleşmiş nüshası, noterin kaydedilmesi Türkçe tercümesi, apostil şerhi, vekâletname ve nüfus kayıt örneği gibi belgeler gerekmektedir. Eksik belgeyle başvuru yapılması, sürecin ilerlemesine veya davanın reddine yolu açılabilir. Bu nedenle süreç uzman bir hukukçu tarafından sağlanır.

Tanıma ve tenfiz işleminin yapılmadığı süreçle ilgili kişi Türkiye'deki resmi kayıtlarda evli sayılır. Bu da yeniden evlenememe, mal paylaşımı yapmama, nafaka ya da velayet kararlarını icra etmeme gibi çeşitli hukuki engeller yaratır. Bu nedenle, boşanan Türk vatandaşının, Türkiye'deki hizmetleri hukuken güvencesini alabilmesi adına bu işlemleri bir an önce gerçekleştirmesi gerekir.
Boşanmanın Türkiye'de öğrencinin ardından taraflarını bekleyen bir diğer önemli süreç, boşanmanın yapıldığı günlük yeni düzenlemelerin yapılmasıdır. Bu bağlamda nafaka, velayet ve mal rejimi gibi konuların hukuka uygun şekilde yaşanabilmesi önemlidir. Türkiye'de boşanma davaları Aile Mahkemeleri tarafından yürütülür ve bu davalar anlaşmalı ya da çekişmeli olarak bölünür. Anlaşmalı boşanma, eşlerin tüm koşulları mutabik kalmaları hâlinde mümkündür. Bu durumda boşanma süreci hızlı ve tek celsede sonuçlanabilir. Ancak kırılmalar arasında özellikle velayet veya mali haklara karşı çekişme varsa süreç çekişmeli hale gelir ve daha uzun sürer.
Velayet, boşanma davasında mahkemelerin en yakınlaştığı yerlerin biridir. Türk Medeni Kanunu, çocuğun üstün yararını esas alır. Mahkeme, çocuk yaşı, eğitim, psikolojik durum ve sosyal koşullar gibi pek çok faktörü değerlendirerek velayet bedeli verir. Velayet hakkı bir puan verilirken diğer ebeveynin çocuğuna ilişkin ilişki kurma hakkı da verilir. Mahkeme, ihtiyaç hâlinde uzman pedagog veya sosyal hizmet uzmanının görüşü alarak destekleyebilir.
Nafaka ise boşanma süreci hem eşin hem de çocuğun ekonomik gücü güvencesi temelinde alan bir düzenlemedir. Türkiye'de üç tür nafaka bulunmaktadır: tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve katılım nafakası. Tedbir nafakası dava edilebilirken geçici olarak bağlanırken, yoksulluk nafakası boşanma sonrasında geçimini sağlayamayacak olan eş idame verilir. İştirak nafakası ise öğrenme eğitim, sağlık ve temel ihtiyaçları karşılamak üzere velayeti çalışmayan tarafça ödenir. Nafaka miktarı, değişen ekonomik durumu, çocuğun yaşı ve özellikleri göz önünde bulundurularak kontrol edilir. Zamansal koşulların hâlinde nafaka miktarında artış ya da azalma için davanın açılması mümkündür.
Boşanma sonrasındaki ayrıntılar diğer bir sorun ise sürekli birlikte yaşanan konutun durumu ve kötü gelişmelerden doğan hakların paylaşımıdır. Evliliğin edinilebilmesi, edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamındaki ve eşler bu mallar üzerinde kural olarak eşit hak sahibidir. Mal paylaşımı, boşanmanın kesinleşmesinden sonra ayrı bir dava ile talep edilebilir. Kiralık konutlarda ise çocuk velayetini alan konutta bulundurulması mahkemece karar verilebilir.
Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşı, boşanma süreci Türkiye'de vekâlet sunmuş avukatlar aracılığıyla takip edebilirler. Bu durum, özellikle hem Almanya hem Türkiye hukuk sistemiyle muhatap olan kişinin hak kaybı yaşamadan çözüm üretebilecekleri açısından oldukça faydadır.
Sonuç olarak, gerçekleşen boşanmaların Türkiye'de büyüme ve sonrasında başarılı olma velayeti, nafaka ve mal paylaşımının doğru ve yıllık hem büyüme haklarını korur hem de ileride doğabilecek büyümelerin önüne geçilir. Tanıma ve tenfiz süreci, her ne kadar teknik bir hukuk süreci gibi görünse de, bireyin medeni durumu, yeniden evlenme hakkı, çocukla ilişki ve ekonomik güvencesi açısından doğrudan etki yaratır. Bu nedenle tüm bu bileşenlerde bulunan bir aile hukuku avukatından profesyonel destek alınması, hak kayıplarının önüne geçilmesi açısından büyük önem taşır.
Comments